BİZİM İÇİN ŞAMPİYON
- Yağmur Çakan
- 11 Oca 2019
- 2 dakikada okunur
Yönetmen: Ahmet Katıksız
Senaryo: Ahmet Katıksız
Oyuncular: Ekin Koç, Farah Zeynep Abdullah, Fikret Kuşkan
“Bazen bir insan hayatta kalmak için bir hikayeye yiyecekten daha çok ihtiyaç duyar.”
Barry Lopez
90'lı yılları çocuk hafızamla hatırladığımdan ve atları ne kadar çok sevsem de at yarışlarına ilgi duymadığımdan- hatta bir nevi eziyet olarak gördüğümden- bu filmin öyküsünün yaşanmış bir hikaye olduğunu bilmiyordum. Film başlarken siyah ekranda beyaz puntolar çat çat belirir ya 'Gerçek olaylardan alınmıştır.' diye, sanki bu hep dramatik bir efektmiş gibi gelirdi bana; ama öyle değilmiş.
Tolstoy'un dediği gibi “Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar: ya bir insan yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir.”. Bizim filmimizde ilk ihtimal vücut buluyor. Yıllar önce jokey olan abisi at binerken sakat kaldığı için, babası Halis'in jokey olmasına kesinlikle karşı çıkıyor. Halis, babasına karşı gelmek pahasına da olsa tutkusunun peşinden gidiyor. Aşk, oturduğu yerde bulmaz adamı dercesine tüm hayatı işte böyle değişiyor.

Hayatını değiştiren ilk isim Özdemir Atman oluyor. Tam bir İstanbul beyefendisi dediğimiz Özdemir Atman karakterine Fikret Kuşkan gerek yaşı gerek olgunluğuyla tam oturmuş. Babasından göremediği anlayış ve şefkati Özdemir Bey'de bulan Halis, onun jokeyi olmayı kabul ediyor.
Bu çiftlikte sadece hayatının atı değil hayatının kadını da Halis'i bekliyormuş! Özdemir Bey'in kızı Begüm'le tanıştıkları ilk andan itibaren aralarında samimi bir şeyler filizleniyor. Onları birbirine bağlayan en güçlü bağ da Bold Pilot yani Boldi'yle aralarındaki empati gücü! Tabi, Boldi'yi dize getirmesi kolay olmuyor Halis Karataş'ın, keza Begüm'ü de... Begüm'ü yaklaşmaktan alıkoyan bir şeylerin olduğunu fark etse de sebebi bir türlü anlayamıyor. Anladığındaysa, her anıyla direnmesi için ona en büyük umut kaynağı yine Boldi ve Halis oluyor!
“Şampiyon olmak demek, bir gün kaybedeceğini bilsen de yarışa devam etmektir.”
Hatırladığım kadarıyla yazdığım bu replik, filmin de ana motivasyonunu oluşturuyor. Boldi ve Halis ardı ardına kazandığı yarışlarla sadece Begüm'ün değil tüm ülkenin umudu oluyorlar. Özdemir Atman karakteri; at yarışları ve atçılığa dair ön yargılarımı da kırdı. Bu yarışları basit bir kazanma hırsıyla değil insanlara umut vaad ettiği için de yapmaları beni çok etkiledi. İnsanlar Bold Pilot'un kazanma stilini seviyorlar; son düzlüğe kadar geride kalsa da son anda kazanması, onlara umudun asla bitmeyeceğini hatırlatıyor. Ve insanlar umut için bu hikayeye sarıldılar. Boldi için tek yürek, tek nefes olup çıt çıkarmadılar.
Hikayeyi güçlü kılacak çok fazla dramatik unsur var; bunları hem senarist hem de yönetmen olarak Ahmet Katıksız yerinde hamleler yaparak kullanmış. Özellikle hareketli çekimler çok başarılıydı; koşu sahnelerinde çektiği bu kadar net ve temiz görüntülerle alkışı hak ediyor.
Ekin Koç e Farah Zeynep Abdullah uyumu yakalamış. Ekin Koç'un yüzü ne kadar şehirli kalsa da beden dili,Anadolu'dan gelmiş delikanlı havasını yakalamış. Ve tabi Bold Pilot'a hayat veren atlar... Çekimler sırasında beş farklı at kullanılmasına rağmen izlerken bunu asla fark etmiyorsunuz. Boldi'nin 'mimiklerini' çok iyi yakaladıklarını düşünüyorum. Sadece at olarak değil hikayedeki önemine paralel olarak bir karakter halinde izliyoruz beyazperdede...

Soğuk kış günlerinde içinizi ısıtacak cinsten derler ya, ne kadar hüzünlü olsa da izlemeye ve umut etmeye değer bir film olmuş Şampiyon. Özellikle Halis Karataş'ın eşi Begüm Hanım'a duyduğu, her kadına dudak ısırtacak aşkı, final için güçlü bir seçim olmuş. Yaşamın özünü oluşturan sevgi, bu hikayede tepeden tırnağa sizi sarıp sarmalıyor. Filmden çıkarken bunu çok yoğun bir şekilde hiisediyor ve yeniden mutlu oluyorsunuz.
07.01.2019
Yağmur Çakan