top of page
Ara

JOKO'NUN DOĞUM GÜNÜ / YOLCU TİYATRO

  • Yağmur Çakan
  • 6 Ara 2017
  • 2 dakikada okunur

Okuduğum kitaplar ya da izlediğim filmler/ oyunlar mı ruh halimi belirliyor yoksa ruh halim öyle olduğu için mi ben onları buluyorum, bilmiyorum. Ali Lidar okuyorum bu sıra; mutsuzluğu en kaba haliyle olmak istediğin yerde olamamak diye tarif ediyor. Ve hayattaki bütün kavgamız olmak istediğimiz yerde olmak için. Durup kendime soruyorum; şu an bir tiyatro salonundayım, birazdan ışıklar sönecek ve oyun başlayacak, evet olmak istediğim yerdeyim.Şu an sağlık ocağındayım, iki hasta arasında bu satırları yazmaya çalışıyorum,birazda kapı çalacak ve yine hasta gelecek. Olmak istediğim yerde miyim?

Hayat kavgasından yorulduğumuzda- aç hafiften Müslüm Baba'yı arka planda çalsın dursun- olmak istediğimiz yere daha çabuk varmak isteriz. Birileri bizi 'sırtına alsın' isteriz ya da biz birilerini 'sırtlanalım' ücreti mukabilinde, tüm ağırlığı ve günahlarıyla...

Roland Topor metni, ne söylemek istediği gayet açık bir noktadan yazmış.Bunu uzun süslü cümlelerle vermek yerine yönetmenin maharetine bırakmış. Ersin Umut Güler de Sezar'ın hakkını Sezar'a vermiş; esaslı metni esaslı bir rejiyle sahnelemiş. Şüphesiz, daha açılış sahnesiyle dikkati çeken ve oyun boyunca da ilginin odağı olan koreografilerdi. Hareket tasarımı Selçuk Göldere'ye aitmiş; bence ismini daha çok duyacağız, şimdiden belleyelim! Oyuncuların performansı ciddi efor istiyordu; başrolde Tolga İskit'in belini çok zorladığı kesin! Ama alınan ödüller bu emeğin karşılığı şüphesiz...

Yolcu Tiyatro'yu yaklaşık üç yıl önce 'Kapıların Dışında' oyunuyla Ataşehir Belediyesi'nin tiyatro festivalinde izlemiştim. Dekor ve ışık konusunda 3D Mapping tekniğini Türkiye'de ilk kullanan ekiplerdenmiş-belki de en ilk. Bu oyunda 3D tekniğin oyunculukların gölgesinde kaldığını söyleye-bilirim. Dekor yerine efekt kullanımı olarak hizmet etti desek daha doğru olur. Dekor konusunda kafam takılan bir diğer nokta da tutarlılık olmamasıydı. Oyuncular dekoru bazı noktada -mış gibi kullandılar; bazı yerlerde ise gerçekten. Bu ikilemin ikinci perdedeki yemek sahnesine hizmet etmek için yaratıldığını düşünüyorum; izleyenler neyi kast ettiğimi anlayacaktır.

İki perdeden oluşan oyunda sıkılmadım ama perde arasında artık bu çatışmayı nasıl devam ettirecek ler diye düşündüm. Nitekim, farklı bir çatışma önerdiler ikinci perdede. Tek mekanda geçen ikinci perdede aksiyon ve gerilim çok daha yüksekti. Bir kez daha tüm oyuncuları bu zorlu fiziksel şartlar altında hiç düşmeyen bir performans sergiledikleri için tebrik etmek isterim.

Absürd tiyatro deyince aklınıza ilk gelen nedir diye yüz kişiye sorsak doksan dokuzu Godot diyecek tir. Joko, telaffuz olarak da bana Godot'yu çağrıştırdı. Belki de bir selam yollamıştır yazar uzaklara. Oyunu beraber izlediğim arkadaşım 'Ne hissediyorsun?' diye sordu çıkışta. Sanırım yakın hissediyo-rum.Hepimizin Godot'yu beklediği bir zamanda yaşıyoruz. Hepimiz bir noktada kendimizi Joko hissediyoruz. İyi ki doğdun Joko! İyi ki doğdun ve yirmi birinci yüzyıl insanının içine oturdun!

06.12.2017

Comments


You Might Also Like:
bottom of page