top of page
Ara

ELEKTRA / İSTANBUL DT

  • Yağmur Çakan
  • 6 May 2018
  • 2 dakikada okunur

Yazan: Sophokles

Yönetmen: Işıl Kasapoğlu

Oyuncular: Özlem Öçalmaz,Fikret Urucu,Gökhan Irmak,Kübra Tektaş,Melisa Akman

Babanın intikamını almak için anneni öldürmek mi? Kulağa ancak masallarda- mutsuz sonla biten masallarda- olabilecek bir hadise gibi geliyor. Üçüncü sayfa haberleri de tragedyalardan mı besleniyor acaba? Soylu acılar yaşamak yine soylu kişilerin hakkıdır. Tiyatro tarihinin başlangıcı sayılan Antik Yunan metinlerinin önemli kısmı tragedyalardan oluşuyor. Günümüze tragedyaları ulaşan Antik Yunan'ın güçlü kalemlerinden biri de Sophokles. Sevdiğim bir metin olmasına rağmen Elektra'yı izleme sebebim Işıl Kasapoğlu'nun rejisini merak etmem oldu. 'Profesyonel' oyununda hayran kaldığım ve 'Hamlet'le (2013-14 B.Emin Yarar'la birlikte) bunu pekiştiren takip ettiğim bir yönetmen. Günün sürprizi ise rejinin ve dahası tüm oyunun önüne- bunu isteyerek yapmamış da olsa- Elektra'yı oynayan Özlem Öçalmaz'ın oyunculuğunun geçmesi oldu.

Bomboş ve bembeyaz bir dekor var sahnede; dekordaki bu sadeliği kostümdeki gösterişle dengelemişler. Devlet tiyatroları ve geniş imkanları... Elimde olmadan bu gösterişli kostümler içinde oyuncuların sandaletlerine baktım durdum. Amatör tiyatro ruhuyla Kadıköy Halk Eğitim Merkezi'nde 'Büyük Romulus' oyununu sahnelediğimizde dönemin sandaletlerini ucuza yapabilmek için çektiğimiz çileler geldi aklıma; acı tatlı gülümsedim. Işık kullanımı çok incelikliydi; sahnenin yanlarına ve üstüne de gerilmiş olan beyaz perdelerden yansıyan ışıklar renkleri daha yoğun, ifadeyi daha anlamlı kılıyordu.

110 dakika süren oyun tek perde; oyun boyunca koro ve Elektra- ilk epizod hariç- sürekli sahnedeydi. Hem yoğun hem uzun bu performansta Elektra'yı oynayan Özlem Öçalmaz harika bir iş çıkarmış.Sahneye ilk girdiği andan itibaren, seyirciyi ikna eden çok güçlü bir enerjisi var. Annesi Klytaimnestra'yı oynayan Kübra Tektaş'ı da beğendim ve Elektra'yla ikili sahnesi bence dramatik çatışmanın en yoğun olduğu sahneydi. Müzik olarak canlı ve çıplak ses kulanımının da - opera sesi gibi ağıtlar- repliklerin gücünü arttırdığının altını çizerim.

Troya Savaşı'ndan dönen Agamemnon, karısı Klytaimnestra ve aşığı Aegisthus tarafından kendi sarayında haince öldürülür. Sürgüne gönderilen kardeşi Orestes'in bir gün döneceği ve babaları Agamemnon'un intikamını alacakları günü bekleyerek ve günden güne umudunu tüketerek yaşamaktadır Elektra... Karısının yeni eşi, soyları devam eder ve bir gün intikam almak isterlerse diye Elektra'nın evlenmesine de izin vermez. Kendi ülkesinde bir yabancı, kendi evinde bir hizmetçi gibi yaşamaktadır. Oyun tam da kaderinin döndüğü, Orestes'in ülkeye geldiği gün başlar; fakat Orestes'in herkesi çok şaşırtacak planları vardır.

Yoğun olay akışı ve tragedyanın şiirsel dili konsantre olmayı zorlaştırsa da oyunculukların- özellikle Elektra'nın bunda payı büyük- seyirciyi her daim oyunun içinde tuttuğunu söylemek istiyorum. Benim gibi DT oyunlarına seçerek gidiyorsanız- büyük prodüksiyonlardan her zaman hoşlanamıyorum- bu oyunun farklı bir çizgisi olduğunu belirtip; özellikle deneysel ışık ve oyunculuklar için gitmenizi öneririm.

05.05.2018

Comments


You Might Also Like:
bottom of page